BASIMIZ SAOLSUN
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 1030
- Kayıt: Sal Şub 12, 2013 11:59 am
- Ettiği teşekkür: 1 kez
- Aldığı teşekkür: 108 kez
Re: BASIMIZ SAOLSUN
Ramsodinin soylediklerine binlerce kez katiliyorum bu isi sakladikca yasakladikca dahada kotuye gidecek bu is ya yasal olacak yada gun yuzune cikacak baska bir yolu yok yasakladikca sakladikca dahada kotulesecek bu durum
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 656
- Kayıt: Cum Nis 19, 2013 4:48 pm
- Ettiği teşekkür: 8 kez
- Aldığı teşekkür: 40 kez
Re: BASIMIZ SAOLSUN
bakanlıgın yapması gereken federasyonu kapamak yerıne sporcuların bılınclı hekımler tarafından bu ısı yapanları kontrol etmeli.. tum dunyada bu spor steroid sporu olarak bılınmekte ki oylede aksınıde kımse ıddıa edemez steroid yasaklanırsa cok cıddı anlamda sporcularımızı yurtıdına kacırırız!!! amerıka rusya almanya catır catır bu ısı yaparken derece alırken bızım sporcularımızda bodybuilderların yanıında fitness modellıkten oteye gecemez yasal anlamda sate ılaclar toplatılsın takıbe alınsın ama bu ısı profesyonelce yapanlara men vs gıbı seyler cok komık gelıyor artık
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 1030
- Kayıt: Sal Şub 12, 2013 11:59 am
- Ettiği teşekkür: 1 kez
- Aldığı teşekkür: 108 kez
Re: BASIMIZ SAOLSUN
Dunyada dopingsiz bir olimpiyat sporu varmidir acaba cok merak ediyorum.olimpiyatlardaki tek dopingsiz insanlar hakemlerdir
- MutenRoshi
- Yeni Üye
- Mesajlar: 34
- Kayıt: Cum Mar 08, 2013 2:50 pm
- Ettiği teşekkür: 17 kez
- Aldığı teşekkür: 1 kez
Re: BASIMIZ SAOLSUN
_BlackLight_ yazdı:Dunyada dopingsiz bir olimpiyat sporu varmidir acaba cok merak ediyorum.olimpiyatlardaki tek dopingsiz insanlar hakemlerdir
hakemler de alıyordur eminim (:
Blood results of a person who hit to mcdonalds 2weeks, 3 times in a day was much worse when im in taking steroids for 12 years .. - Dorian Yates
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 1030
- Kayıt: Sal Şub 12, 2013 11:59 am
- Ettiği teşekkür: 1 kez
- Aldığı teşekkür: 108 kez
Re: BASIMIZ SAOLSUN
Bu is ulkemizde bilinclendirilecek baska yolu yok basında birtakım aciklamalar yapilmis gazetelerde dopingle gundeme gelen federasyonlara odenek verilmeyecek yurtdisina gonderilmeyecek diye
Amerikalisi rusu cinlisi iranlisi ïraklisi sudanlisi jamaikalisi 77 milletten hepsi catir catir dopingle derece alirken biz naturel alnimizin akiyla sonuncu oluruz.
Mademki alnimizin akiyla sonuncu olacagiz bu harcamalar emekler niye?bu yatirimlar niye?
Bizim 680 yillik ata sporumuzda bile bu var kim kimi kandiriyor?
Amerikalisi rusu cinlisi iranlisi ïraklisi sudanlisi jamaikalisi 77 milletten hepsi catir catir dopingle derece alirken biz naturel alnimizin akiyla sonuncu oluruz.
Mademki alnimizin akiyla sonuncu olacagiz bu harcamalar emekler niye?bu yatirimlar niye?
Bizim 680 yillik ata sporumuzda bile bu var kim kimi kandiriyor?
Re: BASIMIZ SAOLSUN
Birde neden hic HOCALARDAN ve SAYFA SAYFA makale yazan arkadaşlardan yorumlar gelmiyor ?????
- lennox77
- Mesajlar: 1735
- Kayıt: Pzr Ağu 12, 2012 3:40 pm
- Ettiği teşekkür: 156 kez
- Aldığı teşekkür: 330 kez
Re: BASIMIZ SAOLSUN
Tam birşeyler yazacaktım ki aklıma aylar önce Yiğiter Uluğ abimizin yazdığı bir yazı geldi Radikal gazetesinde yayınlanmıştı. Yazıyı buraya kopyalıyorum. Kendi düşüncelerimde bu yönde,benden daha iyi kalemi olan birinden hepinizin okumasını tavsiye ederim
Sidney 2000 Olimpiyat Oyunları öncesinde, Amerika Birleşik Devletleri’ni temsil edecek sporculara bir test uygulandı. Amaç, çoğu yarışacağı branşta madalya adayı olan sporcular hakkında psikolojik veriler elde edebilmekti. Sorulardan biri şöyleydi: “Diyelim, size bir ilaç vereceğiz ve performansınızı inanılmayacak ölçüde arttıracak bu ilaç sayesinde olimpiyat şampiyonluğunuz garanti olacak. Ancak yarıştan sonra, en fazla bir yıl içinde öleceksiniz. Bu ilacı kullanmayı kabul eder miydiniz?”
Sonuç? Amerikalı sporcuların yarısı, kendilerini şampiyon yapacak maddeyi almayı ve bir yıl gibi kısa bir zaman dilimi içinde ‘Bu dünyadan gider olmaya’ evet dedi!
Neden? Yaşları 20-25 arasında olan, ülkesini olimpiyatta temsil edecek kadar başarılı, popüler, geleceği parlak sporcular bir yıl içinde ölmeyi neden kabul etsin? Bu soruya makul bir cevap bulabilmek kolay değil. Kendi adıma belki şu kadarını söyleyebilirim: Olimpiyat şampiyonluğu, hangi dalda olursa olsun, ölümsüzlükle eşanlamlı. Torunlarınıza bırakacağınız bir altın madalya, basit bir birincilik nişanesi olmanın ötesinde anlamlar taşıyor. Belki de yüzyıllar sonra anılmanızı, ansiklopedilere geçmenizi sağlayacak kadar derin anlamlar... Bir yanda böylesi bir ölümsüzlük fırsatı dururken, şampiyon olamadan 70’ine kadar nefes alıp vermek, insana daha anlamlı kılabileceği bir yaşam armağan etmeyebilir. Ayrıca geride bıraktıklarına, yıllar boyu konforlu bir yaşam sözü veren böylesi bir fırsat için yan yollara sapmayacak, ahlâk prensiplerini eğip bükmeyecek kaç insan tanıyorsunuz? Çok az, değil mi? Ben de öyle...
Bugünün pistlerinde, havuzlarında, ringlerinde ve minderlerinde doping yapmayan sporcuların sayısı, yapanlardan az. Hatta bazı otoriteler, “Olimpiyata katılan bütün sporcular az ya da çok mutlaka doping yapıyor” diyor üstüne basa basa... Evet, herkesin kanında kimyasal bir şeyler var artık... Yakalanmayan şampiyon oluyor, yakalanan ‘hain’ damgasını yiyor.
BİR KÜÇÜCÜK ŞİŞECİK
Eskiden bir reklam vardı, gülle atan bir çocuğun antrenmanlarını ve vargücüyle çalışmasını gösteren... Tombik oğlan, her antrenman sonrası bir şişe meyva suyu içer ve film onun madalya töreni ile biter. Slogan: “Başarıya giden yolda yanında küçük bir şişe vardı.” Ne kadar naifmiş her şey... Şimdi de kazananların yanında küçük şişeler var. Ancak bu şişeler reklamlarda gösterilebilecek türden değil. İlaç sektörünün gecesini gündüzüne katarak yarattığı kas geliştiriciler, hormonlar ve en önemlisi ‘siliciler’ bulunuyor artık şişelerde... Siliciler, kullanılan illegal maddenin kontrollerde çıkmasını önlemek için!
Sporun dünya ekonomisi içinde en hızlı gelişen sektörlerden biri olmasıyla, bazı dallarda sporcuların da olağanüstü bir yarışma temposuna girmesi kaçınılmaz hale geldi. NBA’de -takımı play-off’a kalamayan- bir sporcu beş buçuk ay süren sezonda 82 maç oynuyor. Play-off finaline kadar gidenler, yaklaşık 230 günde 100’den fazla maç! Uzun deplasman yolculukları... Uçaklarda, otellerde ve spor salonlarında geçen bir ömür... Bu tempoyu kaldırabilmek için oyunculara hatırı sayılır dozda kas geliştirici yüklendiği biliniyor. Hidayet’in ve Mehmet’in Amerika’ya gitmelerinin ardından neredeyse tanınmaz hale gelmesi, aşırı derecede ‘irileşmesi’ hep bu yüzden. Bunu biz biliyoruz da, dünya basketbolunu yönetenler bilmiyor mu? Elbette biliyor. Ama bunu bildikleri halde NBA’den gelen oyunculara olimpiyatlarda sıkı bir doping kontrolü uygulayamıyorlar. Çünkü bunun ortaya çıkması, diğer branşların da kapıyı aralaması demek! Teniste de durum pek farklı değil. Bu yüzden kabak genellikle atletlerin, yüzücülerin, haltercilerin başına patlıyor. Yakın zamana kadar ben de azılı bir ‘anti-dopingci’ idim. Performansı yükseltmek için alınan her hapın sporun ruhuna ihanet olduğunu düşünüyordum. Şimdi bu görüşlerimi gözden geçirme ihtiyacındayım. Belki de tamamen serbest bırakılmalı doping...
ŞU HORMONLU DÜNYADA...
İnsanoğlunun ürettiği teknolojiyle her geçen gün mesafeleri biraz daha kısalttığı, doğadaki dengeleri bozmak adına tüketimi hızla arttırdığı bir yüzyılda yaşıyoruz. Her şey katkılı... Meyve ve sebzelerde hormondan geçilmiyor. Tavukları günde birkaç kez yumurtlatmak için olmadık yöntemler deniyoruz... Kesip yediğimiz hayvanları iğnelerle acayip canavarlara dönüştüyoruz.... Akarsuların, göllerin, denizlerin, ormanların canına okuduk çoktan... Yaşlılığa direnmek için denemediğimiz yol kalmadı... İnsanın ömrünü, performansını, gücünü arttırmak için çalışan ve dünyanın parasını kazanan koskoca bir ilaç sektörü var. Peki, ademoğlu doğallıktan hızla uzaklaşır ve doğanın içine ederken, atletlerden ve yüzücülerden yalnızca meyva suyu içerek rekorlar kırmalarını beklemek haksızlık değil mi şu ‘hormonlu’ dünyada? Ölümsüzlüğü arayan o insanların da kimyasal yardıma ihtiyacı olduğunu kabul edersek, hiç değilse profesyonel sporu kendimizi kandırmadan, başka bir bakış açısıyla izleyebiliriz. Ya da izlemeyi tamamen bırakırız belki, kim bilir?
* * *
Yukarıdaki yazıyı dokuz yıl önce, Ağustos 2004’te yazmıştım. O zamanlar ciddiye alınmadı, gülünüp geçildi. Nereden nereye geldiğimiz ortada! Yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünyanın doping bataklığında çırpındığı şu günlerde ciddiye alınır belki...
Sidney 2000 Olimpiyat Oyunları öncesinde, Amerika Birleşik Devletleri’ni temsil edecek sporculara bir test uygulandı. Amaç, çoğu yarışacağı branşta madalya adayı olan sporcular hakkında psikolojik veriler elde edebilmekti. Sorulardan biri şöyleydi: “Diyelim, size bir ilaç vereceğiz ve performansınızı inanılmayacak ölçüde arttıracak bu ilaç sayesinde olimpiyat şampiyonluğunuz garanti olacak. Ancak yarıştan sonra, en fazla bir yıl içinde öleceksiniz. Bu ilacı kullanmayı kabul eder miydiniz?”
Sonuç? Amerikalı sporcuların yarısı, kendilerini şampiyon yapacak maddeyi almayı ve bir yıl gibi kısa bir zaman dilimi içinde ‘Bu dünyadan gider olmaya’ evet dedi!
Neden? Yaşları 20-25 arasında olan, ülkesini olimpiyatta temsil edecek kadar başarılı, popüler, geleceği parlak sporcular bir yıl içinde ölmeyi neden kabul etsin? Bu soruya makul bir cevap bulabilmek kolay değil. Kendi adıma belki şu kadarını söyleyebilirim: Olimpiyat şampiyonluğu, hangi dalda olursa olsun, ölümsüzlükle eşanlamlı. Torunlarınıza bırakacağınız bir altın madalya, basit bir birincilik nişanesi olmanın ötesinde anlamlar taşıyor. Belki de yüzyıllar sonra anılmanızı, ansiklopedilere geçmenizi sağlayacak kadar derin anlamlar... Bir yanda böylesi bir ölümsüzlük fırsatı dururken, şampiyon olamadan 70’ine kadar nefes alıp vermek, insana daha anlamlı kılabileceği bir yaşam armağan etmeyebilir. Ayrıca geride bıraktıklarına, yıllar boyu konforlu bir yaşam sözü veren böylesi bir fırsat için yan yollara sapmayacak, ahlâk prensiplerini eğip bükmeyecek kaç insan tanıyorsunuz? Çok az, değil mi? Ben de öyle...
Bugünün pistlerinde, havuzlarında, ringlerinde ve minderlerinde doping yapmayan sporcuların sayısı, yapanlardan az. Hatta bazı otoriteler, “Olimpiyata katılan bütün sporcular az ya da çok mutlaka doping yapıyor” diyor üstüne basa basa... Evet, herkesin kanında kimyasal bir şeyler var artık... Yakalanmayan şampiyon oluyor, yakalanan ‘hain’ damgasını yiyor.
BİR KÜÇÜCÜK ŞİŞECİK
Eskiden bir reklam vardı, gülle atan bir çocuğun antrenmanlarını ve vargücüyle çalışmasını gösteren... Tombik oğlan, her antrenman sonrası bir şişe meyva suyu içer ve film onun madalya töreni ile biter. Slogan: “Başarıya giden yolda yanında küçük bir şişe vardı.” Ne kadar naifmiş her şey... Şimdi de kazananların yanında küçük şişeler var. Ancak bu şişeler reklamlarda gösterilebilecek türden değil. İlaç sektörünün gecesini gündüzüne katarak yarattığı kas geliştiriciler, hormonlar ve en önemlisi ‘siliciler’ bulunuyor artık şişelerde... Siliciler, kullanılan illegal maddenin kontrollerde çıkmasını önlemek için!
Sporun dünya ekonomisi içinde en hızlı gelişen sektörlerden biri olmasıyla, bazı dallarda sporcuların da olağanüstü bir yarışma temposuna girmesi kaçınılmaz hale geldi. NBA’de -takımı play-off’a kalamayan- bir sporcu beş buçuk ay süren sezonda 82 maç oynuyor. Play-off finaline kadar gidenler, yaklaşık 230 günde 100’den fazla maç! Uzun deplasman yolculukları... Uçaklarda, otellerde ve spor salonlarında geçen bir ömür... Bu tempoyu kaldırabilmek için oyunculara hatırı sayılır dozda kas geliştirici yüklendiği biliniyor. Hidayet’in ve Mehmet’in Amerika’ya gitmelerinin ardından neredeyse tanınmaz hale gelmesi, aşırı derecede ‘irileşmesi’ hep bu yüzden. Bunu biz biliyoruz da, dünya basketbolunu yönetenler bilmiyor mu? Elbette biliyor. Ama bunu bildikleri halde NBA’den gelen oyunculara olimpiyatlarda sıkı bir doping kontrolü uygulayamıyorlar. Çünkü bunun ortaya çıkması, diğer branşların da kapıyı aralaması demek! Teniste de durum pek farklı değil. Bu yüzden kabak genellikle atletlerin, yüzücülerin, haltercilerin başına patlıyor. Yakın zamana kadar ben de azılı bir ‘anti-dopingci’ idim. Performansı yükseltmek için alınan her hapın sporun ruhuna ihanet olduğunu düşünüyordum. Şimdi bu görüşlerimi gözden geçirme ihtiyacındayım. Belki de tamamen serbest bırakılmalı doping...
ŞU HORMONLU DÜNYADA...
İnsanoğlunun ürettiği teknolojiyle her geçen gün mesafeleri biraz daha kısalttığı, doğadaki dengeleri bozmak adına tüketimi hızla arttırdığı bir yüzyılda yaşıyoruz. Her şey katkılı... Meyve ve sebzelerde hormondan geçilmiyor. Tavukları günde birkaç kez yumurtlatmak için olmadık yöntemler deniyoruz... Kesip yediğimiz hayvanları iğnelerle acayip canavarlara dönüştüyoruz.... Akarsuların, göllerin, denizlerin, ormanların canına okuduk çoktan... Yaşlılığa direnmek için denemediğimiz yol kalmadı... İnsanın ömrünü, performansını, gücünü arttırmak için çalışan ve dünyanın parasını kazanan koskoca bir ilaç sektörü var. Peki, ademoğlu doğallıktan hızla uzaklaşır ve doğanın içine ederken, atletlerden ve yüzücülerden yalnızca meyva suyu içerek rekorlar kırmalarını beklemek haksızlık değil mi şu ‘hormonlu’ dünyada? Ölümsüzlüğü arayan o insanların da kimyasal yardıma ihtiyacı olduğunu kabul edersek, hiç değilse profesyonel sporu kendimizi kandırmadan, başka bir bakış açısıyla izleyebiliriz. Ya da izlemeyi tamamen bırakırız belki, kim bilir?
* * *
Yukarıdaki yazıyı dokuz yıl önce, Ağustos 2004’te yazmıştım. O zamanlar ciddiye alınmadı, gülünüp geçildi. Nereden nereye geldiğimiz ortada! Yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünyanın doping bataklığında çırpındığı şu günlerde ciddiye alınır belki...
Soru ve bilgi iletişimi için mail : lennox4177@gmail.com Facebook : http://www.facebook.com/lennox777
MAİL ADRESİM DEĞİŞMİŞTİR ARKADAŞLAR. BİLGİ ALIŞ VERİŞİ OLMASI KAYDIYLA MAİLLERİNİZİ CEVAPLANDIRMAYA YENİ MAİL ADRESİMDEN DEVAM EDECEĞİM
MAİL ADRESİM DEĞİŞMİŞTİR ARKADAŞLAR. BİLGİ ALIŞ VERİŞİ OLMASI KAYDIYLA MAİLLERİNİZİ CEVAPLANDIRMAYA YENİ MAİL ADRESİMDEN DEVAM EDECEĞİM
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 159
- Kayıt: Pzt Eyl 17, 2012 11:35 pm
- Ettiği teşekkür: 99 kez
- Aldığı teşekkür: 20 kez
Re: BASIMIZ SAOLSUN
Allahtan rahmet ailesine baş sağlığı diliyorum , çok üzüldüm.. Egosunun kurbanı olduğu bir gerçek. Kimse ilaçları zorla ağzına tıkmamıştır. Ne yazık ki kendimden biliyorum , bu sporu yapıp bu ilaçları kullanırken egosunun haklı kurbanı olabiliyor insan..
Hayallerini gerçekleştiremiyorsan neden yaşıyorsun , asla pes etme ve asla tatmin olma! Sınırsızı ve sonsuzu iste , mümkün olanla yetinme!
Re: BASIMIZ SAOLSUN
KISACAASI BU ARKADASIMIZIN YASADIGI ACI VE UZUCU DURUMUMDAN DERS CIKARTMAMIZ LAZIM;
1)-BODYBUILDING HIC BIR ZAMAN EGODAN BASKA BIR ODUL YOKDUR
2)-DUNYANIN EN PAHALI SPORUDUR(ADAM BIR TENIS SORTU-RAKETLE MILYON DOLAR KAZANIRKEN-KRAMPONLARLA DUNYANIN SERVERITINI YAPARKEN EN AMATOR INSANIN BB ICIN MASRAFI EGER STEROID KURUNDE ISE+SUPPLEMENTI+BESLENMESI AYLIK 1 MILYAR)VERILEN OZVERI INSANLARIN SON PARASINI BU ISE YATIRMASI ,RISKINDE KESILMESI BILINCLI TUKETICELER YARATMAK ICIN SIZ TEDARIKCILERIN ELINDE -MUSTERILERINIZDE SECICI OLUN
3)-KAMPANYA BASLATALIM BU IS YASAL HALE GELSIN -YURT DISINDAN PILOT ULKELER SECIP BERABER BIR DOSYA HAZIRLAYIP BAKANA GONDERELIM
4)-SONUCA BU IS YAPILACAK BIR KERE STEROID ALAN YILDA EN AZ IKI KEZ KURE GIRECEK BARI O KURLERDE YASAM LAR KARARMASIN...
4)-
1)-BODYBUILDING HIC BIR ZAMAN EGODAN BASKA BIR ODUL YOKDUR
2)-DUNYANIN EN PAHALI SPORUDUR(ADAM BIR TENIS SORTU-RAKETLE MILYON DOLAR KAZANIRKEN-KRAMPONLARLA DUNYANIN SERVERITINI YAPARKEN EN AMATOR INSANIN BB ICIN MASRAFI EGER STEROID KURUNDE ISE+SUPPLEMENTI+BESLENMESI AYLIK 1 MILYAR)VERILEN OZVERI INSANLARIN SON PARASINI BU ISE YATIRMASI ,RISKINDE KESILMESI BILINCLI TUKETICELER YARATMAK ICIN SIZ TEDARIKCILERIN ELINDE -MUSTERILERINIZDE SECICI OLUN
3)-KAMPANYA BASLATALIM BU IS YASAL HALE GELSIN -YURT DISINDAN PILOT ULKELER SECIP BERABER BIR DOSYA HAZIRLAYIP BAKANA GONDERELIM
4)-SONUCA BU IS YAPILACAK BIR KERE STEROID ALAN YILDA EN AZ IKI KEZ KURE GIRECEK BARI O KURLERDE YASAM LAR KARARMASIN...
4)-
-
- Yeni Üye
- Mesajlar: 1030
- Kayıt: Sal Şub 12, 2013 11:59 am
- Ettiği teşekkür: 1 kez
- Aldığı teşekkür: 108 kez
Re: BASIMIZ SAOLSUN
Keske kampanyayi biz surdurebilsek ama bizim sporculatimizda kolaya kacmanin derdinde.daha gecen.gun bir haberde izledim dopinge hayir yuruyusu yapti milli vucut gelistirmciler ve aralarinda cok bilindik isimlerde vardir agizlarindan cikan tek sey
Doping zararlis kimse kullanmamali biz kullanmatedik omrumuz boynca
Adamin kolu 50 cm olmus televizyonda goz gore gore doping kullanmadim diyor bu yalancilik degil.nedir?zekiligin bir gostergesimi?
Doping zararlis kimse kullanmamali biz kullanmatedik omrumuz boynca
Adamin kolu 50 cm olmus televizyonda goz gore gore doping kullanmadim diyor bu yalancilik degil.nedir?zekiligin bir gostergesimi?
Kimler çevrimiçi
Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir